Hemen Arayın: 0(346) 816 1515

AVUKATLIK KANUNU M.35/A AVUKATLARIN UZLAŞMA SAĞLAMA YETKİSİ

     Uyuşmazlığın taraflarının kendi iradeleri ile talep ettiklerini elde edebilecekleri uyuşmazlıklarda, uzlaşma ile kısa süre içerisinde ve daha az masraf ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 35/A maddesi uyarınca Avukatlar tarafından sağlanmasıdır.

     Bahsi geçen kanuni düzenlemenin tam metni ise şöyledir: ‘’Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilam niteliğindedir.’’

     Uzlaşma sağlama yetkisi avukatlara kanunla verilmiş bir hak olduğundan özel bir yetkiye gerek yoktur. Avukat olmadan uzlaşma olamayacağından bu anlamda arabuluculuktan farklıdır.  Tarafların avukatla temsil edilmesi zorunludur.  Uzlaşma tutanağı tutulduğu sırada tarafların avukatlarının yanında hazır bulunmaları ve imzalarının bulunması zorunludur. Uzlaşma Tutanağı ilam hükmündedir. Bu sebeple taraf avukatlarının esasa ve usule ilişkin her konuda anlaşması önem teşkil etmektedir.

     Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2006/12239 K.2006/15277  11.7.2006 tarihli kararı usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tutanağının ilam hükmünde olması ile ilgili önemlidir. Bahsi geçen kararda şu şekildedir:                                                                                                                                                                         

‘’ÖZET : 1136 Sayılı Kanunun 35/A maddesine uygun şekilde düzenlenen uzlaşma tutanakları, İcra ve İflas Kanunu'nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir. Somut olayda icra takibine konu belge, usulüne uygun yapılmış uzlaşma tutanağı niteliğindedir. Söz konusu belge ilam hükmünde olmasına rağmen icra mahkemesince yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

KARAR :…1136 Sayılı Kanunun 35/A maddesi hükmü aynen; "avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda tarafların kendi iradeleri ile istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleri ile birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak avukatlar ile müvekkilleri tarafından imza altına alınır. Bu tutanaklar 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İİK'nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir" hükmünü içermektedir. Somut olayda alacaklı tarafın takibe dayanak yaptığı 30.03.2005 tarihli Gurubu Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi başlığını taşıyan belge yukarıda açıklanan yasa maddesine uygun olarak borçlu asilleri ve vekilleri ile alacaklı bankalar vekilleri arasında tanzim edildiği görülmektedir. Anılan bu belge İİK'nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir. Mahkemenin gerekçesinin aksine yargılamayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. O halde mahkemece, borçluların bu yöne ilişkin istemlerinin reddine karar verilip diğer şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 11.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.’’

                                    

Hızlı Mesaj